15 Temmuz 2011 Cuma

Uzak Doğu'da: 30 Haziran, Elveda THAILAND, Merhaba SINGAPORE!




















































































































































































































































Sabahın çok erken bir saatinde Singapur’a geçmek üzere Pattaya’da ayrılıyoruz…
Bir daha Pattaya’ya gelsem:
- Health Land’deki her masajı mutlaka denerim,
- Fil Safarisi yaparım,
- Timsah Çiftliği’ne giderim,
- Samed Adası gibi civardaki bütün adalarına gider, bol bol yüzer, su altı etkinliklerine katılırım,
- Geceleri asla uyumam, sabaha kadar eğlencenin tadını çıkarırım,
- Envayi çeşit masaj yağı, sabun, vücut sütü alırım,
- Ve bir daha bir daha Ziko’s’ta cosmopolitan içerim, Health Land’e gidip masaj yaptırırım, Coral Adası’nda scooterla gezerim, Walking Street’i keşfederim.
Pattaya’dan bir kez daha Bangkok’a gelip Bangkok’tan Air Asia’nın charter uçağıyla iki-iki buçuk saatlik bir yolculukla Singapur’a geçiyoruz. Uçak sanki köy otobüsü! Bol bol türbülans, su bile ikram etmeme, sıkışık bir yolculuk… Ancak Bangkok’un uçaktan çekilen fotoğrafları şahane, tam da veda sahnelerine yaraşır cinsten… Fotoğraflar Selda’ya ait…
Singapur Türkiye’den 5 saat ileride. Tayland’dan sonra başka bir dünyaya düşmüş gibiyiz. Über gelişmiş bir ülke… Her tarafta yol, metro inşaatları, tertemiz sokaklar, düzen nizam! Elizabeth Otel’de kalıyoruz. Elizabeth Otel, Singapur’un Champs-Elysees’i Orchard Road’a 5 dakika yürüme mesafesinde. Otele girdikten sonra Orchard Road’da dolaştık biraz, çok sıcak, bir de high quality hava Tayland’daki rahatlıktan sonra kasıntı geldi. Yöresel yemekler de yok artık, ucuzluk da! 8 Singapur Doları (1 Singapur Doları=1.25 TL)’na Mc Donald’s’ta bir şeyler yiyip yeniden otele döndük.
Singapur insan eliyle yapılmış bir şehir-devlet. Halkı Malezyalı, Çinli, Hintliler oluşturuyor, hepsinin ayrı ayrı yöresel mahallesi, yaşadıkları ve sosyalleştikleri belli yerler var ve hepsi birbirinden nefret ediyor, özellikle Malezyalılar burada hiç sevilmiyor. Yaşadığımız iki ayrı para bozdurma hadisesinde bunu net bir şekilde anladık zaten. İçinde bir Malezyalı’nın oturduğu döviz bürosundan dolar bozdurmak istedik. Kur ortalama 1,25 idi, otelde bile 1,20’den bozulurken, adam 1,12’ten bozmaya kalktı. Geri aldık paramızı. Başka bir döviz ofisinde ise banknotlardan birinin eski olması sebebiyle bize 1 Amerikan Doları=1 Singapur Doları dedi!
Singapur iki-üç günde gezilip bitirilebilir. Buranın turistik olmasının en önemli nedeni uzun uçak yolculuklarının ara durağı olması! “Singapore is fine city” isminde bir slogan geliştirmişler. Fine hem hoş, güzel anlamında, hem de ceza anlamında kullanılıyor çünkü Singapur tamamen değişik cezalar üzerine ün salmış durumda, örneğin sakız çiğnemek yasak! Ülkeye girerken doldurduğumuz vize kağıdının altına kocaman, kırmızı harflerle uyuşturucu kaçakçılığının cezası ölümdür yazıyor ve şehri gezerken sürekli o yasak, bu yasak, bunu yapmayın, onu yapmayın levhaları ile karşılaşıyorsunuz. “Annem yanımdaymış gibi hissettim”, diye bir yorumda bulundum bunun üzerine!




























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder