18 Temmuz 2011 Pazartesi

Uzak Doğu'da: 1 Temmuz, Singapur- Night Safari




























Bir taraftan Orchard Road’daki kasıntılık, bir taraftan sıcak bizi öyle bunalttı ki otele kendimizi zor attık. Singapur’da artık kendimizi kollarına emanet edeceğimiz tanıdıklarımız var neyse ki. İş yerinden arkadaşım Ayşe’nin abisi Ali Abi, Malezyalı eşi Siti yenge ile burada yaşıyor. Ben daha önce Ayşe’nin Singapur fotoğraflarına bakıp ikisini de gıyaben tanımıştım. Şimdi yolumuzun Singapur’a düşeceğini öğrenince Ayşe Ali Abi’yle iletişime geçip bizimle ilgilenmesini rica etti.
Biz de çeşit çeşit yabani hayvanın bulunduğu bu değişik hayvanat bahçesine gitmek için Ali Abi’den yardım istedik. Bizi otelden alıp şehirde küçük bir tur yaptırdı. Hint, Çin ve Müslüman mahallelerini gördük. Uzun bir süre trafikte kaldık. Sonunda akşam 20.30 civarı Nİght Safari yapılan dev parka ulaştık. Adı üzerinde bu parkta gece geziliyor. Öylesine güzel bir doğal ortam hazırlamışlar ki hayretler içerisinde kaldık! Ancak sonradan internet sitesinden incelediğim kadarıyla orada daha yapabileceğimiz sayısız şey varmış, biz maalesef kısıtlı zaman ve yorgunluk nedeniyle her şeyi keşfedemedik!
Giriş 35 Singapur Doları. Biraz Disneyland tarzı var. Giriş bileti bir günlük ve o biletle park içindeki tüm etkinliklere ücretsiz katılıyorsunuz. İlk iş olarak tramvayla gece safarisine çıktık. Tramvay ormanın içinde sessiz bir şekilde dolaşıyor ve civardaki hayvanları inceliyorsunuz. Flamingodan aslana, vaşaktan ayıya bir sürü hayvanı doğal ortamında ormanın sesleri içinde görüyorsunuz. Oldukça zevkli bir yolculuk ancak hayvanların rahatsız olmaması için flaş kullanmak yasak, dolayısıyla çektiğimiz fotoğraflar bir şeye benzemedi, biz de fotoğraf makinelerini kapatıp gözümüzün gördüğü ile yetinmek zorunda kaldık! İncelemek isteyenlere web adresi:
http://www.nightsafari.com.sg/
Özellikle gece hayvanlarla yapılan bir gösterisi varmış, onu izlemeyi istedik ancak maalesef saati denk getiremedik. Orman içinde yapılan yürüyüş yollarından yürüyerek tramvayla göremediğimiz bazı hayvanları gördük. Büyülenmiş olarak ayrıldık. Ayrıca buranın hemen yanında dünyanın en büyük hayvanat bahçesi yer alıyor, o da görülmeye değermiş ama maalesef biz göremeden dönmek zorunda kaldık. Tamamen insan yapımı bir şehirde turist çekmek için bu tarz yerleri oluşturmuşlar. Ertesi gün gideceğimiz Sentosa Adası da bu fikrimi perçinledi.
Daha sonra Ali Abi bizi kendi evinde misafir etti. Siti Yenge’nin elleriyle hazırladığı börek ve kekler şahaneydi, günlerdir yaban ellerde farklı şeyler yiyip içen bizlere anne eli değmiş kadar oldu!
Bu arada sık sık Durien isimli bir meyvenin adını duyduk. Bazı oteller ve kapalı mekanlara bu meyvenin sokulması yasakmış. Sebebi kötü kokmasıymış. Öte yandan Singapur’daki opera binası bu meyvenin şeklinde yapılmış… Biz de bu meyveyi merak ettiğimizi söyledik. Siti yenge durienden dondurma yapmak üzere biraz buzlukta saklıyormuş, çıkarıp getirdi. Gerçekten müthiş ağır kokuyor! Buzluktan çıkmasına rağmen! Ali abi tatmamız için biraz kesip verdi bize. Akıllı Yasin dışında hepimiz yedik. Gerçekten tadını da çok yadırgadık, hatta Gül ağzından geri çıkardı. İşin ilginç tarafı ya tiksinerek yuttuğumdan, ya yadırgadığımdan ya da meyvenin gerçekten ağır oluşundan saatlerce tadı ağzıma gelip durdu. Bir daha da tövbe dedik!
Ali abi isteğimiz üzere bizi Mustafa Center’a bıraktı. Mustafa Center Hintli bir adamdan almış ismini. Bir alışveriş merkezi ama iki sokak boyunca uzanmış, araya yol girmiş, öbür sokağa devam etmiş. Elektronik eşyadan markalı güneş gözlüğüne, parfüme kadar her şeyin satıldığı ve 24 saat açık bir spot pazar burası. Kamera ve fotoğraf makinesine bir kez de burada baktım ama fiyat çok ucuz gelmedi, üstelik ortamın kokusu ve yerleştirilişi bile bir Çin Pazarı etkisi yarattı o yüzden fazla kalmadan ayrıldık ve otele döndük.


*İlk iki fotoğraf www.nightsafari.com.sg sitesinden alınmıştır.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder