14 Temmuz 2011 Perşembe

Uzak Doğu'da: 26 Haziran, Bangkok- Bir Garip Gece Hayatı


Yine Patpong’a gidiyoruz. Biraz daha alışveriş yapıp Tayland gece hayatı ile ilgili fikir sahibi olabilmek adına bir lady boy go go bar’ına gidiyoruz. Zaten Patpong boyunca yürürken sürekli taciz ediliyorsunuz, “seks show izlemek ister misiniz, go go dansı görmek ister misiniz” diye… Ancak bunlar Amsterdam’daki gibi ortalıkta değil, kapalı perdeler ardında ve kalite tabi ki daha düşük…
Zaten girdiğimiz go go barda ağzımızın payını alıp koşa koşa çıktık. Lady boy’lar Tayland’lı travestiler… Ancak konuşana kadar hiçbirinin erkek olduğunu anlamak mümkün değil… Değme kadına taş çıkarırlar, o kadar yaygın ki orada büyük çaplı güzellik yarışmaları var lady boylar için. İçeri girerken her biri birimizin elinden tutarak bizi masaya oturtuyorlar ve her birimizle biri ilgileniyor. Bu arada da karşımızda yüksekçe bir yerde bir sürü lady ve lady boy go go dansı yapıyor. Bir nevi konsomasyon ama müşterinin kadın ya da erkek olması fark etmiyor, kendilerine de alkolsüz bir içki ısmarlamanızı istiyorlar, hatta gemi azıya alıp “bana bahşiş ver”e kadar gidiyor olay. Ancak bu içki ısmarlama ve bahşiş hadisesi büyümesin ve yolunmuş tavuğa dönmeyelim diye ilk içkilerden sonra apar topar mekanı terk ettik. Bu arada sonradan duyduğumuza göre grubumuzun tek erkeği içeri girene kadar elle epey tacize uğramış!
Bu tarz eğlencelerle ilgili güvenilir yerlere gitmekte fayda var. Benim yanılgım Amsterdam tecrübemden kaynaklandı. Amsterdam’da her şey öylesine planlı, kurallı ki, müşteriyi rahatsız etme durumu söz konusu değil, sex tiyatroları, coffee shop’lar, barlar öylesine rahat ama bir o kadar da kurallı ve düzenli ki asıl orada özgür olduğunuzu hissediyorsunuz. Ama Tayland’daki ilk ve tek tecrübemizden sonra diyebilirim ki yaşabileceklerinize hazırlıklı olun!
Tabi eğlence ya da hedef kitle anlattığımla sınırlı değil… Tesadüf eseri Patpong’un karşı tarafında başka bir sokakta tamamen kadınlara hitap eden aynı tarzda bir sokak bulduk, bol bol erkeğin teşhir edildiği… Ama kadınlara göre o kadar da ortalıkta yapılan bir şey yok ve rating’i de Patpong kadar yüksek değil!
Bu değişik tecrübeden sonra sokak satıcısından birer kilo mangustin ve rambutan alıp otele geldik. Otelin tropik bahçesinde oturup pis ellerimizle meyvelerimizi soyup afiyetle yedik… Dört kişi gecenin karanlığında bahçenin kuytu bir köşesinde kalın kabuklu meyvelerle cebelleşirken epey komik bir görüntü çıkarmış olmalıyız!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder