30 Kasım 2012 Cuma

Rusya'ya, Nazdarovya!



Gezi yazılarımı genellikle sıcağı sıcağına yazsam da hayatımda bu konudaki en büyük pişmanlığım Rusya gezimle ilgili notlar almamış olmamdır. Çünkü tam bir gezgin gibi gezdiğim, tabanlarımın patladığı, döndüğümde babamın şaşkınlıkla “ne kadar zayıfladın böyle” dediği bir geziydi.


Tüm seyahat boyunca metro-otobüs-minibüs-banliyö trenlerinde dolaştık, yürümekten helak olup bulduğumuz her rahat mekanda ayakkabıları çıkarıp ayaklarımızı rahatlattık, o yüzden Rusya’nın bendeki yeri bambaşkadır.

Ben bu blogta en azından hatırladığım kadarıyla Rusya anılarımdan bahsetmeye karar verdim.

2010’un Mayıs’ında Moskova-St. Petersburg gezisine bir tur şirketi aracılığıyla gittik. Kuzeylere gidiyoruz aman da çok soğuk olur deyip kürkleri, montları kuşandık ama o kürklere, montlara İstanbul'a dönünce ihtiyacımız oldu. "Beyaz Geceler" sezonunda giderek uzun süreli gündüzler yaşadık. Ben gün ışığıyla dinamizm kazanan biri olarak gecenin birinde kararıp sabahın dördünde yeniden aydınlanan havaları çok sevdim, gezmeye bol bol enerji bulduk böylece.

Turun otel+uçak ve transferini kullanıp geri kalanını kendi kendimize gezerek Moskova ve St. Petersburg'un altını üstüne getirdik. Hatta tur rehberi gezdiğimiz yerleri ve gezebildiğimizi gördüğünde “ya siz bir yerlerde gezi yazısı filan mı yazıyorsunuz” diye sormuştu. Bu bizi Seldo ile iyice havaya sokmuştu. Çünkü Rusya’da kendi kendinize gezmek gerçekten müthiş zor! Her ne kadar sosyalizm gideli 20 yıl olsa da hala daha o kapalılık halini hissediyorsunuz. Ne kadar turist gelirse gelsin, turizmi geliştirelim, hizmet sektöründe aşıp devirelim gibi bir iddiaları yok. Herhangi bir yerde İngilizce bir yazı görmek ya da İngilizce bilen insanlarla karşılaşmak neredeyse imkansız. Belki sadece otel lobilerinde bu mümkün! Çok geniş alana yayılmış, kalabalık şehirler, üstelik bambaşka bir alfabe ve telaffuzla zaman zaman çok moralimizin bozulduğu ya da “aha şimdi s.çtık” dediğimiz zamanlar oldu ama hepsinden alnımızın akıyla çıktık.

Daha güzel, daha çok keyif aldığım yerler de gördüm ama gezmenin arındırmasını en çok Rusya’da anladım.

Yine söylüyorum sıcağı sıcağına yazmadığıma pişmanım ama yine de aklımda kalanları yazmaya da niyet ettim bir kere…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder