16 Kasım 2012 Cuma

23 Eylül, Eve Dönüş ve Bali'yle İlgili Son Sözler...



Son günümüzde biraz daha okyanus keyfi yaptıktan sonra ilk gün bizi karşılayan Reno eşliğinde havaalanına gidip çıkış vergilerimizi ödeyip uzun pasaport kuyruğunda bekledikten sonra önce Kuala Lumpur’a ardından İstanbul’a yorucu bir yolculuk geçirip balayımızı tamamladık.


Bali ile ilgili özete gelirsek…

Bir daha mutlaka gitmek isterim gibi bir his uyanmadığını belirtmek isterim. Zaten Tayland’a olan hayranlığım yüzünden buraya gittiğimizi ve Tayland ile kıyaslanmaması gerektiğini görmüş olduk. Sadece balayı turizmi ile ünlenmiş bir adayı, dünyanın en büyük ticaret merkezlerinden biriyle kıyaslamak ve oradaki gündelik akışı beklemek yanlışmış.

Ancak ülkenin güzelliğinde söylenecek söz gerçekten yok. Yemyeşil tropik ormanlar ve hayatımızda ilk kez güney yarım küreye geçmek de güzel bir tecrübe idi. Okyanusta yüzmek, güzel yemeklerden yemek, güzel içkiler, kahveler içmek, güneşi okyanus üzerinden batırmak, şelalelerin altında rafting yapmak, masaja girip rahatlamak… Ve tüm bunları sevdiğin, hayatının bundan sonrasını beraber geçireceğin adamla paylaşmanın hazzı da tabi ki pek çok kişinin arayıp da bulamadığı…

Ben Bali'ye gideceklere şunları söylerim:

- Pazarlığı elden bırakmayın. En azından bir malı-hizmeti almadan önce kaç lira ödeyeceğim diye sorun.
- Kesinlikle size şunu yaptıralım, buraya götürelim diyen seyyar turizm acentalarına (evet bildiniz taksiciler) kesinlikle tamah etmeyin, en güzeli tüm bilgilerinizi, gezilerinizi kaldığınız otelin resepsiyonundan halledin.


- Alışveriş konusunda ayrı bir post yazacaktım ama buradan söylemek daha iyi olacak: Çocuklar için harika uçurtmalar var, mutlaka alın. Çaylardan, kahvelerden almanızı zaten söylemiştim, birasından, şarabından da mutlaka alın. Ahşap işçiliğinden malzemeler şahane! Benim evim pek ahşap renklerinde olmadığı için alamadım ama süper şaheserler var. Cam mozaik ev eşyaları, gümüş eşyalar da uygun fiyatlı. Magnetler, Bali t-shirtleri, hatta poposunda i love bali yazan iç çamaşırlardan edinin. Bunun yanında batik elbise ve şallar da bol bol... Plajda yanınıza gelen Balili kadınlardan alın...

Ben bir daha Bali’ye gitsem;

- Gili adalarına gidip orada okyanusun tadını çıkarırım (Gili adalarına gidiş için kişi başı 100 dolar ödeniyor, feribotla geçiyorsunuz, gerçekten turkuaz deniz-beyaz kum ikilisinin olduğu, dalışçıların gözdesi adalar ancak sırf gidiş için o kadar para vermek üzerine de dönüşü ayarlamamış olmak, kalacak yer gibi sorunlar nedeniyle bu sefer gidemedik),

- Kalınacak oteli Kuta’da ayarlarım,

- Daha çok tapınak gezer, özellikle Hinduizm ile ilgili araştırmalar yapmadan gezmem,

- Taksicilere çok yüz vermem, çatır çatır pazarlık yapmadan arabalarına ayağımı sokmam,

- Bintang ve Bali şaraplarından bol bol içer, içtiğimden fazlasını eve getiririm,

- El yapımı kahve ve çaylarından tadar, hepsinden alırım,

- Cam mozaik süs eşyaları, ipek şallar, ahşap işçiliği yapılmış eşyalardan alırım,

- Maymun ormanlarına giderim,

- Tüm tehlikesine rağmen mobiletle gezip taksicilerden uzak dururum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder