11 Ocak 2012 Çarşamba

Çikolatalı Kestaneli Cheesecake








Kestanenin her nevisine bayılırım. Zaman zaman da sayıklarım hatta. Bu sayıklamalarımdan birine sevgili Ayşem denk gelmiş, ki ben hatırlamıyorum bile, İstanbul'a gittiğinde Kafkas'tan bana kocaman bir kutu kestane şekeri getirmiş. Ben de hepsini yemeyeyim, kilo almayayım diye, bu şekerlerle bir şeyler yapmaya karar verdim ve başladım araştırmaya.



Hayatımda sadece bir kere cheesecake denemesinde bulundum, yaklaşık 2 yıl önceydi ve sonuç hüsrandı, pişerken çatladığı için panik olup erkenden fırından çıkarmıştım sonuçta kreması çiğ kalmış bir cheesecake ile baş başa kaldım. Onu da canım babamdan başka kimse yememişti! Hatta motivasyonum düşmesin diye "ben çok beğendim, harika olmuş" bile dedi! Ama olmamıştı biliyorum.



Ben maalesef olumsuzluklarla motive olamıyorum. Başarısızlıkla sonuçlanan bir şey bende hırs yerine omuz silkme hissi uyandırıyor, o yüzden cheesecake'e o gün bugündür soğuk bakıyordum.



Şimdi kestaneler gelmişken ve ben bu yemek-pasta işine hazır motive olmuşken başladım araştırmalarıma. Çeşitli püf noktalarını öğrendim, notlar aldım, birkaç tarifi okudum ve sonra kendim de bir şeyler katarak hafta sonu yapmaya karar verdim.



Bu arada dün Ankara'daki yoğun kar yağışı ve buzlanma sonrası iş çıkışı hemen eve gittiğimden hafta sonunu beklememe gerek kalmadı.



Özellikle cafefernando internet sitesinden Cenk Sönmezsoy'un tariflerinin ve önerilerinin büyük bir çoğunluğuna uydum, görüntü p kadar başarılı olmasa da, tadı gerçekten muhteşem oldu.



Cenk Sönmezsoy'un tavsiyelerinden burada kısaca ben de bahsetmek istiyorum:



- Öncelikle üstadımız tabanını içinde katkı maddesi bulunan bisküvilerden yapacağınıza kendiniz yapın diyordu, ben de öyle yaptım, gerçekten güzel oldu.- Cheecake malzemelerinin tamamının oda sıcaklığında olması gerekiyor.- Türkiye'de kremasına malzeme olabilecek türde peynir ne yazık ki bulunmuyor (mascarpone peyniri olmalıymış) ya da bulunsa da neredeyse 100 tl sadece peynire ödeyeceğiniz söyleniyor, o nedenle Türkiye'de labne peyniri tercih ediliyor. Cenk Sönmezsoy kıvamı tutturabilmek için labneleri 4-5 kat peçetede süzdürün önerisinde bulunmuş, ben de süzdürdüm, çok fazla su çıkmasa da peçeteler ıslandı.


- Cheesecake pişerken çatlıyor malumunuz, bunun için çeşitli internet sitelerinde fırının içine su dolu kap koyun yazıyor, Cenk Sönmezsoy ise kremayı karıştırma kabından kalıba dökmeden önce tezgaha vurarak hava kabarcıklarını çıkarın diyor, ben ikisini de yaptım ancak yine de küçük bir çatlak oluştu. Onu da cheesecake'in üzerini çikolata, kestane ve badem krokanla süslediğimden çok belli olmadı.- Cheesecake'in tabanı pişirilip soğutulduktan sonra krema ekleniyor, düşük denilebilecek sıcaklıkta, uzun süre pişirilmesi gerekiyor. Ben 55-60 dakika kadar pişirdim. Daha sonra fırını kapatıp kapağı açık şekilde sıcak fırında beklettim. Soğuyunca fırından aldım, oda sıcaklığına gelince buzdolabında dinlendirdim.



Sabah keserken kenara düşen kırıntılardan tattığım kadarıyla güzel oldu, yine sabah işe gitmeden önce fotoğrafladığım için fotoğraflarım aceleye geldi maalesef. Tadına gelince, kremada hafif tuzlumsu bir tat var, aslında biz Türkler'in damağına pek uymayan bir tat bu, hem tatlıyı, hem tuzluyu aynı anda hissediyorsunuz ancak yine de lezzetli olduğu konusunda geri bildirimler aldım, özellikle Avrupa'nın kremalı tatlılarını sevenlerin hoşuna gidecek bir tat olmuş. Ayrıca bir kalori bombası olması ve içinde her nevisinden tatlı bulunması nedeniyle küçük bir dilim yetiyor!






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder