2 Ocak 2013 Çarşamba

Hoşbulduk 2013!



Blogger'a bakıyorum da herkesin bir yeni yıla nasıl girdik postu var. E benim neyim eksik? Zaten yeni yıla güzel bir postla başlamak da farz oldu, bu nedenle devam eden Rusya yazıları ve okuduğum kitaplara ara veriyorum ve yeni yıla nasıl girdiğimizi anlatıyorum.

31 Aralık günü izin alarak tatili dört güne çıkardık ve Kapadokya'ya gitmeye karar verdik. Görmeyen, bilmeyen yoktur herhalde. Ama burası öyle bir yer ki, her gittiğimde farklı bir yerdeyim hissi uyandırıyor, daha önce gördüğüm yeri bile ilk kez görüyormuşum gibi. Bu sefer de öyle, kış, soğuk ama çok farklı, çok etkileyici.





İlk durak Tuz Gölü kıyısı ve Tuz Gölü'nden elde edilen tuz ve minerallerle yapılan kozmetikler. Peeling gibi bir şey sürdüler ellerimize, hafif yağlı, elleri yumuşacık yapıyor ama 54 tl fiyat koymuşlar, orta boy kutusunun üzerine. Paris'ten geldi sanki...



Ihlara Vadisi. 14 km'lik dev bir vadi ve içerisinde pek çok kilise bulunuyor. Ancak mevsim itibariyle toprağın kayma tehlikesine karşı vadinin içerisine inmeyip panaromik şekilde vadiye şöyle bir baktık. En son 1999 yılında, depremden birkaç gün önce gelmiştim buraya, yemyeşildi ve 600 basamak epey yormuştu.






Kaymaklı yer altı şehri, Hristiyanlığın yasak olması nedeniyle, Hristiyanların rahatça gizlenebilecekleri yer altı şehirlerini oluşturmasıyla ortaya çıkmış. Bu yeraltı şehrinin sekiz kat olduğu ancak sadece dört katına ulaşılabildiği, diğer katlarındaki göçükler nedeniyle tam olarak ulaşılamadığı söyleniyor. Yer altı şehrinde mutfaktan ahıra, şarap mahzeninden kiliseye kadar her şey var.


Bir baskın olduğunda bu sürgü kapı geçişe kapatılıp içeridekilerin kaçması sağlanıyor, kapının arkasında bir-iki kişi nöbetçi bırakılarak ortadaki delikten uzun bir mızrak aracılığıyla baskına gelenlerin etkisiz hale getirilmesi sağlanıyormuş.


Güvercinlik Vadisi


Göreme Açıkhava Müzesi



Bu bir sanat, hem de 5000 yıldır devam eden bir sanat... Çamura hayat verilip fırınlama yapıldıktan sonra çizim ve boyama ile son hallerine geliyor. Ben de denedim, tabi ustanın yönlendirmesi ile. Çok ama çok zevkli.




Avanos'taki Uranos Restaurant'ta hem öğle yemeğine, hem de akşam Türk Gecesi organizasyonuna gittik. Mağaradan oyulma şık ve güzel bir restoran, tavsiye edilir. Yemekler ortalama ama fiyatlar uygun.


Ve deve şeklindeki peri bacası...



Paşabağ mevkii, üçlü peri bacası bu da.



Üç güzeller


Bu yakışıklı Uçhisar Kalesi civarında rehberlik yapan Orhan:) Rehberliği kendisi kadar iyi midir, şüpheli, 1953'te Osmanlılar burayı aldı gibi bir şey söyledi. Ben de bunun üzerine "anlatma, fotoğrafını çekeyim sadece" dedim.

Ayrıca Ürgüp'te Turasan'ın şarap tadım merkezinden 4 adet şarapla döndük, bir şarap sever olarak orada kendimi nasıl kaptırdımsa hiç fotoğraf çekmemişim, zaten tadımdan sonra da sarhoş olmaya ramak kalmıştı.




Sinasos'tan ve muhteşem gezi ekibimizden manzaralar



Veee yılbaşı eğlencemizden kareler, yeni tanıdığım ve çabucak kaynaştığımız 6 güzel insan, güzel yemekler, enerjisi yüksek bir coğrafya ve Hamiyet'in güzel sesi.




Ve yılın ilk gününü manviyatı yüksek bir yerde geçirdik. En son durağımızdı burası, Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi'ni ziyaret ettik. Öğretisi, felsefesi ile insanı uzun uzun düşünmeye sevk ediyor burası. Örneğin çeşmenin hemen üzerinde bir davut yıldızı içinde bir çiçek bulunuyor. Aslında bu yıldız değil, birbirinizi zıddı şeklinde yerleştirilmiş iki üçgeni ifade ediyor. Hayatı, dünyayı sembolize ediyor. İyiyle kötü dünyada iç içe, bir arada, bu hayatı sevgiyle, tasavvufla yaşamak ve iyiyi de, kötüyü de kabullenmek gerektiğini ifade ediyor. Öte yandan tarikatın 4 kapısında tamamen birbirinin zıddı şeyler öğretiliyor. Örneğin bir evrede Allah korkusu öğretilirken, diğer evrede korkmamak gerektiği öğretiliyor. Yaşamın çelişkisi ve sabit fikirli olmamak üzerine harika bir ders niteliğinde.

Ve yazımın da başlığı olan Hoşbulduk 2013'e gelirsek... Hacıbektaş'taki kahve molamızda, kahve içtiğimiz cafenin camında böyle yazıyordu, hani hep Hoşgeldin 2013 deriz ya... Acaba yıllar mı bize geliyor, biz mi yıllara gidiyoruz diye düşündüm uzun uzun... Ve bizim gittiğimize karar verdim.

Bu geziye giderken hiç bu kadar güzel zaman geçireceğim, insanlarla bu kadar güzel ilişkiler kuracağım aklıma gelmemişti. Sadece hava değişimi olsa yeter, diyordum. Ama diyorlar ya 21 Aralık'tan sonra yeni bir çağa girdik, foton çağı, iletişim çağı diye... Galiba doğru dedim, farklı yaş grubu, meslek ve cinsiyetten 8 kişi çok güzel kaynaştık, uyumlu ve harika zaman geçirdik. Yılbaşı eğlencesi için de pek ümitli değildim ama yeni yıla çok güzel girdik. Bu yılın nasıl geçeceği şimdiden belli oldu.

İşte o yüzden: Hoşbulduk 2013!





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder