21 Haziran 2013 Cuma

Apolitik ama zeki, esprili, insancıl...


Sabah bu fotoğrafı görünce dayanamadım buraya bir not düşmek istedim, sonuçta burası benim arşivim, bazen not defterim.

Son bir ay içinde ülkede olanlara şaşmamak elde değil.

Benim kendime en çok sorduğum da bu... Bu insanlar nasıl böyle aşmış devirmiş de, şiddete karşı bu kadar naif, zekice karşılık veriyorlar. Ben kendimi düşünüyorum misal, en ufak bir öfke, şiddete maruz kalsam çemkiririm, çıldırırım, karşımdakinden beter bir öfke, şiddet gösteririm. Hani öbür yanağını da sen uzat hikayesi filan fasa fiso. Ama aslında en büyük mağlubiyet karşındakini sükunet ve asaletinle utandırmakmış, bunu öğrendim. Haksız da olsan haklı hale gelirsin o derece.

Hep trafikten örnek veririm, ters yöne girmişim, hatalıyım, karşımdan bir araba geliyor. Başlıyor bana el kol etmeye, sinirleniyor, köpürüyor adam. Normal şartlarda bir Türk sürücüsünün yapacağı şey haksız da olsa kendisine gösterilen bu tepkilere beş beteriyle karşılık vermek olur, küfreder misal. Kavga büyür, iki taraf da gerilir. Halbuki karşıdaki öfkelenirken, hatta belki küfrederken "pardon" manasında elimi kaldırsam... "Evet biliyorum ben hatalıyım, ters yöne girdim ama çok acil bir durum sözkonusu" demiş olmaz mıyım? Karşısındakinin öfkesi de pısssss diye söner gider, ha sönmüyorsa da haklıyken haksız duruma düşmüş olur.


Günlerdir olan da bu değil mi? Gözünün içine içine biber gazı sıkan polise karşı kolunu bile kaldırmayan kırmızı elbiseli kız, tazyikli suya göğsünü siper etmiş bir kız, yediği börekten polise ikram eden bir eylemci, en sonuncusu da duran adam ve tabi yüzlercesi...


Polis de görevini yapıyor neticede ve o şiddetin "çoğunlukla" görev icabı olduğunu farkında hepsi. Buna karşılık sinsice sabah baskınları, gazlar, coplar, tazyikli suyla engel olmaya çalışanlar karşılarındakilerin dilinin bambaşka olduğunu bir idrak etseler keşke! Onlara anlamadıkları biber gazı, cop, şiddet diliyle konuştukça, kendi anladıkları barış, insaniyet, sevgi dilleriyle karşılık vermeye devam ediyorlar aslında.


Atılan sloganlardan bile davranış biçiminin farkı ortaya konmuyor mu? "Taksim'i ezelim" var mesela... Bir de böylesi var işte, çantasını yanına koymuş, elini cebine sokmuş duruyor, sükunetle tepkisini dile getiriyor ve bu sakinlik karşı tarafı çıldırtıyor, çünkü alışmışız yakıp yıkıp yok etmeye... Bunlar nereden çıktı diyoruz şimdi, sanki uzaydan ışınlandılar. "Ah mirim 80 sonrası gençleri apolitize ettiler, bilgisayar çocuğu bunlar" diye küçümserken meğer onlar bu apolitikliği yüreklerini büyüterek kapatmışlar ve iyi ki de o çirkin siyasete bulaşmamışlar...


Bundan sonra ne olur bilemem, belki hiçbir şey değişmez ama hayat boyu aklımızda kalacak büyük dersler, çok önemli mesajlar yanımıza kar...

* Görseller malum olduğu üzere çeşitli internet sitelerinden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder