1 Mart 2015 Pazar

Karlar erimeden Ilgaz'a bir haftasonu çıkarması


Üst üste gittiğim şehir gezilerinden sonra havaların soğuyup eve kapanmaya meylettiğimiz bugünlerde canım fena halde doğa içinde uzun yürüyüşler yaptığım, şöyle oksijen çarpması yaşamak istediğim bir doğa gezisi istiyordu. Sapanca, Bolu, hatta Afyon arasında gidip geldim bir süre. Sporu bile parkta yürüyüş yapmaya çevirince gördüm ki kendimi bir yerlere atmam gerekiyordu.


Tam da bu haller içindeyken birkaç arkadaşımdan günübirlik Ilgaz teklifi geldi. Ekip eğlenceli, Türkiye’nin her yerinde çılgınlar gibi kar yağmış, rotayı doğanın yanında kar gezmesini de ekleyerek Ilgaz’a çevirmek farz oldu. Benim Ilgaz’a herhalde dördüncü ya da beşinci gidişim. Her gidişimde farklı ekiplerle ama her seferinde çok eğlenerek döndüm. 



Beklentim çok yüksek değildi açıkçası ama her zamanki gibi ekip eğlenceli olunca beklentimin çok üzerinde eğlenceli saatler geçirdim. Uzun zamandır hiç bu kadar çok kahkaha atmamıştım. Arkadaşlar iyi ki varlar!

Pazar sabahı erkenden yollara düşmek pek eğlenceli olmasa da dört kız ve MrBalmy’li ekiple zaman zaman kaynatarak, zaman zaman dedikodunun dibine vurarak 3-3.5 saate Ilgaz’daydık. Ankara’nın aksine pırıl pırıl ve ılık bir hava karşıladı bizi. Biraz keşif gezisi yaptıktan sonra Bardak isimli cafenin önündeki barbeküden kar tatillerinin vazgeçilmezi sucuk ekmeklerimizi, içeceklerimizi aldıktan sonra bir güzel atıştırdık. Üzerine Canay’ın nefis çikolatalı kekini ve kahvelerimizi de yuvarladıktan sonra Fatoş’u snow boarduyla piste uğurladık.



Ben ne yapacağım konusunda bir süre kararsız kaldım, kayak mı yapsam, doğada mı yürüsem yoksa temel fotoğrafçılık dersi almaya başlamam sebebiyle biraz fotoğraf denemesi mi yapsam derken “çok azdır” düsturuyla “yine” her şeyi birden yapmak yerine seçenekleri değerlendirdim ve en güzelinin yürüyüş yaparken bir yandan da fotoğraf pratiğimi geliştirmek olduğuna karar verdim. Milli park içerisindeki rotada zaman zaman kar oynayarak, kayarak, eğlenceli ve uzun bir yürüyüş yaptık. Ilgaz Mountain Resort’a kadar yürüyüp oradan ring servisi ile dönme planları yaparken dönüşü de karlar arasındaki dev çamlar arasında yürüyerek yaptık. 





Tekrar zirveye geldikten sonra bu kez bu tarz gezilerin en eğlenceli kısmı telesiyeje binmeye geldi. Dörtlü olarak telesiyeje binip nefis manzaraya hayran kaldıktan sonra zirvedeki cafede saleplerimizi içip bir süre ısındık, sohbet ettik. Ardından yeniden aşağıya inip kalan son dakikalarımızda ürkerek de olsa kızakla kayarak vakit geçirdik. En son sıcacık çorba ve sıcak şarapla içimizi ısıttık ve dönüş yoluna geçtik. 


Her şey o ana kadar çok iyi gitmişken dönüş yolunda bozulan otobüs bir hayli canımızı sıktı, 7 saatte, gerilmiş, acıkmış, yorulmuş ve uykusuz kalmış şekilde eve kendimizi zor attık. Ama hiç önemli değil! Tertemiz kar havasını aldım, çok güldüm, çok eğlendim, güzel fotoğraflar çektim, o da nazarlığımız olsun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder