21 Mart 2015 Cumartesi

Daha iyi bir ben!


Geçen haftalarda bir gün aslında ortada dertlenecek ya da kutlanacak hiçbir şey yokken, biraz gri Ankara bunalımı, biraz monoton işin can sıkıntısı yanına yalnız bir akşamın keyfini çıkarma gayesiyle marketten cipsleri, kuruyemişleri, evin yakınındaki pastaneden de en sevdiğim pastayı alıp eve düştüm. “Breaking Bad” sonrası birkaç bölüm ilerlemiş “Better Call Saul”u da açıp Sicilya şarabımla önce bir tuzlu saati yapıp ardından da pastayla altın vuruş yaptım. Dizi de, yiyecekler de bittiğinde dımdızlak kalmıştım, şişen midem akciğerime doğru yayılmış vaziyette, aldığım her nefesi derinden almazsam tıknefes kalıp ölecek gibiydim. Bu durumlarda en iyisi piton gibi sırt üstü yatıp genleşmek ve mide işini bitirene kadar öylece kalmaktı. Tabi bu kadar yemenin, kendime bunu neden yaptığımın sorgulamaları altında…


O yayılmam sırasında işaret gibi önüme bir yazı düştü: Daha iyi bir benEvet tam olarak ihtiyacım olan şey… Yediğimde ya da yemediğimde kilosu çok değişmeyen şanslılardanım ama psikolojim için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. İtiraf etmek gerekirse öyle piton gibi yatarken kendimi berbat hissediyorum, bedenen hiçbir şey değişmese bile daha iyi hissetmem beni daha iyi bir ben yapıyor ve bu kadar spor disiplini olan biri olarak bu kadar sağlıksız beslenmek bana iradesizlik gibi geliyordu. 
O akşam karar verdim. Daha iyi bir ben benim bu hayattaki hedefim olmalıydı. Sadece bedensel olarak da değil, başka konularda da. Ama ben bedenimden ve sağlığımdan başlamak istedim. 
Haftanın en az 3-4 gününü spor salonunda geçiren, geri kalan günlerde de en azından açık havada yürüyüş yapan, asla kaytarmayan bendenizin tüm sorunu yanlış beslenmek, yemeyi içmeyi sevmek, efkarımı, neşemi bir şekilde yeme içmeyle sonlandırmaktı. Bu kadar spora daha iyi bir bedene sahip olmamamın tek nedeni o boğazımdan geçenlerdir, orası kesin!

Katı kurallara gelemediğimi de biliyordum. Birkaç gün süren, “o yok, bu yok”tan sonra eskisinden beş beter patlama yaşadığımı defalarca test etmiştim. Bu da bir ileri iki geriden başka bir işe yaramıyordu. Her ne olursa olsun, kararında oldu mu, yeme içme işi de hayattan keyif almanın önemli bir yolu, sosyal hayat da zaten öyle katı hallere girmemizi engelliyor. Benim ilk etapta yaptığım şey “çöp” yememekti. Şu an “çöp” yemiyorum ve sadece bu, o yazıyı okuduğum günden bu yana 2 kg hafifletti beni.


Peki çöp nedir? Genel olarak düzenli beslensem de öğleden sonraları uzun süren ofis saatlerinde peş peşe yediğim 2-3 çikolata, bisküvi, gofret mesela, dışarı çıktığımda siparişin yanında gelen ekmekler, pideler, soslar, tok olduğumu hissettiğim halde yemeye devam ettiğim hazır gıdalar, tatlılar, düzeni bozan her şey… Durup düşünüp “şu an buna ihtiyacım yok” diyeceğim her şeye “çöp” dedim ben.
Mesela her akşamüstü ofiste 3-5 çikolata, bisküvi, gofret yemektense haftasonu sevdiğim ve gerçekten iyi bir tatlıyla kendimi tatmin etmeyi denedim. Geçen hafta sonu MrBalmyile bir sufleyi paylaşmak fazlasıyla yetti. Ofisteki o saatlerde ise birkaç fındık, birkaç parça %70 kakao oranlı çikolata ve filtre kahve gerçekten beni durdurmaya yetti. Yemekte söylediğim bonfilenin yanındaki birkaç patatesi tırtıklasam da ekmeği, sosları tamamen yok saydım ve salataya abandım. 

Alkol en büyük tuzaklardan biri malum. Rakıyı iki kadeh tek içerek ve mezeleri de ekmeksiz yiyerek çözümü buldum, tabi bir de kaçamak yaptığım günler aralardaki minik ödüllerimi (kuruyemişler, bitter çikolata, meyve) yemiyorum, haftada birden fazla da alkol almamak en iyisi. 

Bunun yanında zaten yaptığım doğrular da vardı: Zinhar kahvaltısız evden çıkmamak, yeşil çayı ihmal etmemek, öğünlerde protein-karbonhidrat dengesine dikkat etmek, ara öğünleri atlamamak ve iş çıkışından yarım saat önce yediğim bir porsiyon yoğurt…


Birkaç yıldır deneyip deneyip bir türlü beceremediğim şeyi başarmaya başlamanın mutluluğu ve okuduğum yazının etkisiyle bu yazıyı yazmaya karar verdim. Çok klişe de olsa mesele gerçekten başlamak ve karar vermekte. Belki benim bu yazım da bir yerlerde birilerine ilham olur. Daha iyi bir ben için hayatımdaki eylemlerim devam edecek, tabi burada da!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder