2013’ü geride bıraktık. Her yıl sonunda zaman zaman
zihnimden, zaman zaman kağıt üzerinde, olmadı sanal ortamda bir önceki yılın
muhasebesi sonrası, önümde uzanmış 365 günde yapılması hedeflenenleri bir liste
haline getirip yılsonunda genellikle o listeyi hatırlamıyorum bile!
2014’e girerken de "tamam 2014 sağlıklı beslenmeye
başladığım yıl olacak, daha çok okuyacağım, daha çok yazacağım, kişisel
bakımıma daha çok özen göstereceğim” diye uzayıp giden listem 3 Ocak itibariyle
meydana gelen bir arkadaş toplaşması sonrası yalan oldu.
Bugün itibariyle fark ettim ki bazı şeyler insanın üzerinde
zoraki duruyorsa uzun süre durmuyor. O yüzden yılbaşında yapılan o listeleri
unutup gidiyoruz yılın sonunda, elimize geçse utanç duyuyoruz, suçluluk
hissediyoruz. Başkasının gazı, kendinin itelemesi de bir işe yaramıyor. Sağda
solda bol bol yeni yıl kararları yazısı okudum. Benimkilere benzer şeyler
yazıyor, mesela diyor ki “düzenli spor yapacağım”. Bak işte ben o konuda hiç
karar almadım bugüne kadar, hiç de öyle uzun zaman kaytarmadım, neden? Çünkü
yaşamımın bir parçası, mutluluk kaynaklarımdan biri olmuş spor, yapmam
gerekenden fazlasını bile yaptığımı düşünüyorum. Öte yandan sağlıklı beslenme
deyince o elbise benim üzerimde bence eğreti duruyor. Seviyorum çünkü yemek
yemeyi… Yerken sohbet etmeyi, yeni bir şeyler tatmayı, birkaç kadeh bir şeyler
içip çakırkeyif olmayı. Sağlıklı beslenmeyi uygulasam bu keyiften mahrum kalıp
mutsuz olacağım. Sonra da “öööeeehhh yeter ama” deyip dünyayı yeme eğilimine
gireceğim.
Okuma yazma meselesi mesela. Üzerinde ciddi anlamda emek
sarf edilmesi gereken, sizin %100 aktif rol oynadığınız bir şey. Bambaşka bir
hazzı var o bir gerçek ancak öte yandan zihninizle, aklınızla, duygunuzla o
kitaba sarılmanız, o yazıyı tüm benliğinizi vererek yazmanız gerekiyor. Ancak
çoğunlukla öyle bir an geliyor ki tüm gün dışarının kahrını çekip eve kendinizi
zar zor atmışsınız, günlük koşuşturmadan, iş stresinden, insan ilişkilerinin
yorgunluğundan kafa kazan gibi olmuş, insan sadece tüm ağırlığını bir koltuğa
bırakıp boş boş oturmak istiyor. Televizyon o yüzden çok seviliyor bu ülkede.
Çünkü siyasetinden, ekonomiye hatta gündelik yaşamlarımıza yeterince karmaşık
bir gündemimiz var, hayatlarımız zor; hiçbir emek sarf etmeden karşısında oturup
zihnimizi boşaltabildiğimiz bir şey var, hangimiz izleyecek hiçbir şey
bulamadığımız halde saatlerce kanal değiştirerek başında oturmadık ki o
meretin? Kitap okumak hatta film izlemek bile bir emek halbuki. Konsantre
olacaksın, baştan sona kendini vereceksin, kendince mesajlar çıkaracaksın,
dikkat edeceksin.
Kişisel bakıma gelince asla makyajla ve dişlerini
fırçalamadan uyumayan biriyim, kremlerimi de ihmal etmiyorum, herkesin hayret
ettiği bir huyum var: Her akşam ojelerimi çıkarıp her sabah yeniden sürüyorum!
Buna rağmen arada yeter deyip yağlanmış saçlarımla dolaşmak istiyorum,
manikürüm pedikürüm gelse de yaptırmaya üşeniyorum. Alışkanlığın olanları,
olmazsa olmazlarını iki elin kanda olsa yapıyorsun ancak diğerleri için zaman
geliyor ipin ucunu bırakmak istiyorsun. Çünkü insan arada bir kendini salmak
istiyor ya da sürekli bakım halinde dolaşıp kendini kasmak yerine arada
gevşemek istiyor.
Yeni yılın altıncı gününde bu yıl farklı bir şey olmalı
dedim. Mesela şunlar geldi aklıma:
Kendini ne mutlu
ediyorsa onu yap. Zorunluluktan, yapılması gerektiğinden bir şeyleri yapıp
kendini zorlama. Evin pislik içinde ama senin de temizlik yapasın yok mu, bırak
kalsın, kimse birazcık kirden ölmez! Nasılsa bir gün bir şey dürtecek ve o evi
canı gönülden temizlemek isteyeceksin!
Kendini de,
çevrendekileri de rahat bırak. Ne kendini, ne başkalarını zorlayarak güzel
alışkanlıklar kazandıramazsın, kötü alışkanlıklardan vazgeçiremezsin. Sadece
kendine yokuş, etrafını da gerim gerim geren biri olur çıkarsın. Her şeyi
olduğu gibi kabul etmek en zoru olsa da, en güzeli. Bazı şeyleri sadece zamanın
halledebileceğini de unutmamak gerek, ya sabır!
Anı yaşa, keyif al. Bu
da hayattaki en zor şeylerden biri. Geçmişi unutmak, geleceği yok saymak. Ne
geçmiş var, ne gelecek ancak biz sadece “şimdi” yokmuş gibi davranıyoruz. Geçmişi
geride bırakmak üzüntüye, geleceği unutmak kaygılara son verecek. Sadece içinde
olduğumuz “an” var, onu yaşa, gerisini zamanı gelince düşünürsün.
Söylenecek daha çok şey var belki. Klasik temennilerle yeni yılın ilk yazısı bitsin.
Sağlık, mutluluk, aşk, sevgi, saygı, huzur, barış, ailem, sevgilim, dostlarım, bol seyahat, bol spor, bol para, şans, müzik, film, kitap, yazı, blog:)))
*Fotoğraflar internetten alıntıdır, kaynağını maalesef bulamadım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder