Kendimi bildim bileli hep problemli bir cildim oldu. Daha
doğrusu ergenlikte pek ortalıkta görünmeyen sivilceler 19 yaşımdan sonra başıma
epey bela olup 3-4 yılda bir nüksederek ciddi tedavi süreçlerine girmeme neden
oldu. Bu tedavilerde hormon hapları, antibiyotikler, A vitamini bazlı ağır
ilaçlar kullanıldı, pahalı kozmetiklere, doktorlara ne paralar döktüm. İşin
ilginç yanı o kadar dikkat ederim, sakınan göze çöp batar misali yine olan
yüzüme olur. Boyundan aşağısı başka birine aitmişçesine pürüzsüz, yumuşacık ama
yüzümde lekeler, sivilce izleri… Sakınan göze çöp batıyor, o bir gerçek! Çünkü
vücudum için tek yaptığım arada bir kese yaptırmak, beyaz banyo sabunu ve
Nivea’nın vücut losyonunu kullanmak… Yüzüme ise özel yıkama jeliyle temizlemek,
nemlendirici kullanmak, dışarı çıkıyorsam güneş koruyucusuz kafamı dışarı
uzatmamak, cilt bakımları, özel su bazlı makyaj temizleyicisi kullanmak, yüzümü
yıkamadan asla yatağa girmemek, gece kremini ihmal etmemek… Halbuki benim öyle
arkadaşlarım var ki yüzü için evinde bir ürünü bile yok! Hani bir nemlendirici,
bir yıkama jeli filan ve cilt ayna gibi, haksızlık buna denmez de neye denir?
Bu yıl da ufak ufak sivilcelerle baş edememeye başlayınca
soluğu doktorda aldım. Hakan Erbil kendini kanıtlamış başarılı bir doktor.
Cildimi muayene ettikten sonra cilt altında yüzeye çıkamamış pek çok sivilce
olduğunu tespit edip Roucatanne kullanmamı tavsiye etti. 20’lik dozla başladık
ama her akşam şiddetli burun kanamalarım yüzünden ilk aydan sonra 10’luk doza
düştük. Daha önceki tedavi süreçlerimde de kullanmıştım, hatta 40 mg’a kadar da
çıkmıştım ama o zaman cildim daha kötüydü. Ancak o zaman da şimdiki gibi leke
sorunum yoktu.
6 ay kadar 10’luk Roucatanne tedavisi bittiğinde ilacı
kullanma zamanımın yaza denk gelmesinin de etkisiyle burnumda, yanaklarımda
ciddi güneş lekeleri oluştu. Fondöten bile kapatmıyordu öyle diyeyim. Ancak ne
zamanki kış sezonu başladı, cilt rengimde hafif bir açılma oldu.
Roucatanne’ı bırakışımın ardından yaklaşık 2 ay ara verdim.
Sonra lekeler için Hakan Bey’in kapısını bir kez daha aşındırdım.
Daha önce antibiyotik tedavisi sonrası 3 seans kadar
kimyasal peeling (gerçekten güvenilir bir yerde ve iyi bir ürünle)
yaptırmıştım. Kimyasal peelingten sonraki süreçte cilt lekelerimin daha çabuk
oluştuğunu fark ettim. Kimyasal peeling yaptırmak istemiyordum o yüzden.
Öncelikle bana Dermaceutic isminde muhteşem bir markanın
dört tane kremini verdi. Yellow Cream adında geceleri yatarken leke üstlerine
uygulanan bir krem, sabahları K Ceutic isminde rahatlatıcı bir krem, Sun Ceutic
adında güneş koruyucusu ve ileriki aşamalar için Spot Cream. K Ceutic akşamki
soyma açma işlemi sonrası rahatlatıcı bir etki bırakıyor. Bildiğiniz üzere
peeling işlemleri genelde kızarıklık, yanma gibi etkilerle günlük yaşamınızı
etkiler, işte bu krem onu engelleyerek müthiş bir ferahlama veriyor, cilt
renginiz açılırken kızarıklık, yanma, batma, kaşıntı gibi hislerin yerine
lekeli de olsa parlayan bir ciltle dolaşıyorsunuz. İlk üç kremi 15 günlük
süreçte kullandıktan sonra Milk Peel yaptırmak üzere yeniden muayenehaneye
gidiyorum. Milk Peel de kimyasal peeling mantığında yüzünüze sürülüyor, hafif
yanma batma hissedince temizleniyor ancak kimyasal peelingten farklı olarak
sonrasında kızarıklık, yanma, batma, kaşıntı olmuyor.
Bu ilk seans milk peel’in ardından 3 gün Yellow Cream’e ara
verip 15 günlük süreçte yeniden aynı üçlü kremi kullanmaya devam ettim. 15’inci
gün bu kez Milk Peel ile birlikte Spot Peel işlemi yapıldı. Milk Peel
uygulandıktan sonra yüzüm yıkanıp kurulandı ve Spot Peel ürünü yüzüme
uygulandı. 4 saat kadar cildimde kaldıktan sonra yüzümü yıkadım ve K Ceutic ile
Sun Ceutic’i kullanmaya devam ettim. Yüzümde ince ince soyulamalar,
kızarıklıklar olsa da özellikle K Ceutic sık aralıklarla uygulanarak günlük
hayatı etkileme hali ortadan kalkmış oldu.
Spot Peel’den iki gün sonra uzmanla konuşarak reaksiyonlar
hakkında bilgi verdim, her şeyin yolunda olduğunu öğrendim.
Bir hafta sonra da Spot Creamle yola devam ettim, aradan
yaklaşık 1 ay geçtikten sonra bu kez tüm yüze değil, sadece lekelerin yoğun
olduğu bölgelere Spot Peel işlemi bir kez daha uygulandı. Bu peeling
işlemlerinin en güzel yanı ciltte aşırı derecede reaksiyon vermeden ince ince
soyma yapması oldu benim açımdan, tabi ki herkesin cildinin toleransı başka
ancak özellikle akşam soyma-açma kremi kullandıktan sonra sabah sürülen
neredeyse merhem kıvamındaki K Ceutic mucizevi bir krem!
Henüz tedavinin sonuna gelmedik, bu fotoğraf da 8 ayda
kaydedilen aşama görünüyor ancak son fotoğraf da 2 ay önce çekildi. Yani tedavi
halen devam ediyor.
Cilt gerçekten sabır işi, bir günde pürüzsüz bir cilde sahip
olmak mümkün değil, aylar, hatta yıllar sürebilir. O yüzden istikrarı bozmadan,
doktorun sözünden çıkmadan sürece devam etmek gerekiyor, tabi ki kendinizi emin
ellere bırakarak başlıyor bu süreç. İyi araştırmak, işinin ehlini bulmak,
doktora güvenmek ve enerjisini sevmek de çok önemli. Neyse ki ben sonuçtan
memnun kaldım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder